Eski devirlerde de ahşap evlerin ve konakların umumi temizliği
yapılırkrn, tahtalar arap sabunu ile ovulurmuş. Böyle anlarda ıslak
tahtalar çok kaygan olup, üzerinde ayağı kayıp düşenler çok olurmuş.
Sultan Hamit devrinde bir Gürcü Hasan Fehmi Paşa varmış. Hukuk
akademisinde, dünya hukuku dersi okuturmuş. Daha sonraları selanik ve
Sofya'da valilik de yapmış. birgün konağında temizlik yapılıyormuş.
Tahta merdivenlerden inerken, ıslak basamaklarda ayağı kayan Paşa,
düşmüş. Birkaç gün topallayrak gezmiş. Hukuk talebeleri birbirleriyle
fısıldaşarak: "Bizim hoca, yaş tahtaya basmış" diye bu olayı alaya
almışlar.
"Yaş tahtaya basmak" ifadesi daha sonraları deyimleşmiş ve "aldatılamak, kandırılmak" gibi anlamlarda kullanılmıştır.