Napolyon savaşlarına kadar, askeri üniformalar
çok renkli ve gösterişli idi. Ancak savaş teknolojisi geliştikçe bunun
da bazı sakıncaları ortaya çıkmaya başladı. Kılıç ve kalkanla yapılan
savaşlarda gösterişli üniformalar düşmanda moral bozukluğu yaratıyordu
ama ateşli silahlar bulununca, bu parlak ve renkli giysiler uzaktan iyi
bir hedef olmaya başladı. Bugün askerler savaşa en uygun sadelikte
giyinerek giderler ve sadece gerekli teçhizatı taşırlar.
Üniformalardaki
haki renk ise ilk kez ingilizler tarafından 1850'li yıllarda
Hindistan'da kullanılmaya başlanmıştır. Britanya ordusundan Hary
Lumsden İngiliz askerlerinin beyaz üniformaları nedeni ile kolay hedef
olduklarını fark edince, üniformaların üzerine toz ve çamur sürerek ve
biraz da çay ile boyayarak renklerini gölgeli kahverengine dönüştürmüş
ve giysilerin rengini araziye uydurmaya çalışmıştır. Toprak rengine
benzeyen bu üniformalara Hintçe toprak rengi anlamına gelen 'Khaki' adı
verilmiş ve Türkçe'ye de 'haki' olarak geçmiştir.
Khaki 20.
yüzyılın başlarında günün standartlarına göre değiştirildi. Bu model
Amerikan özel timleri tarafından tehlikeli görevlerde kullanılmaya
başlanıldı. Birinci Dünya Savaşı'nda da kullanılan bu renkteki kumaşlar
çok sert oldukları için askerlerin hareket kabiliyetlerini azaltıyor ve
ıslandıkça daralıyorlardi. 1932 yılında pamuktan üretilen 'cramerton'
ordu elbisesi dayanıklı olması ve içinde kolayca hareket edilebilmesi
açısından İkinci Dünya Savaşı'nda ordunun kullandığı en yaygın arazi
elbisesi haline geldi.
Bir sonraki aşama ise askerlerin düşman
tarafından görülmemesini sağlayacak kadar araziye uygun ama aynı
zamanda aynı tarafın askerlerinin birbirlerini vurmamasını sağlayacak
şekilde ayırt edilebilir kumaş renk ve desenini yaratmaktı.
Aslında
kamuflaja ilk olarak askerler tarafından değil, hayvanların kendilerini
fark etmelerini önlemek için avcılar tarafından başvurulmuştu. Kamuflaj
desenlerini yaratabilmek için İngiliz ve Fransız orduları ressamlarla
işbirliği yapmıştır. Hatta Pi-casso'nun ordu giysilerini görünce,
'Bunlar benim desenlerim' diye bağırdığı bile rivayet edilir.